Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk

Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk | Obsesif Kompulsif Bozukluk tanı kriterleri DSM-V’te aşağıdaki şekilde belirtilmiştir;

  1. Obsesyonlar, kompulsiyonlar ya da her ikisinin birden varlığı:

Obsesyon aşağıdaki 1. ve 2. madde ile tanımlanır:

  1. Tekrarlayıcı ve ısrarcı düşünce, dürtü veya görüntüler zihne istenmeden girer ve anlamlı düzeyde anksiyete veya sıkıntıya sebep olur.
  2. Kişi bu düşünce, dürtü veya görüntüleri bastırmaya veya yok saymaya çalışır veya başka bir düşünce veya davranış ile nötralize etmeye çalışır (bir kompulsiyonla).

Kompulsiyonlar aşağıdaki 1. ve 2. madde ile tanımlanır:

  1. Tekrarlayıcı davranışlar (örn; el yıkama, sıraya dizme, kontrol etme) veya mental eylemler (örn; dua etme, sayma) kişi tarafından obsesyonlara bir yanıt olarak veya katı biçimde uygulanması gereken kurallara göre yapılır.
  2. Davranışlar veya mental eylemler anksiyete veya sıkıntıyı azaltmak veya önlemek için, korkulan bir olay ya da durumu önlemek için yapılır. Bununla birlikte, bu davranışlar veya mental eylemlerin, nötralize etmeye ya da önlemeye çalıştıkları durumla gerçekçi bir bağlantısı yoktur ya da bağlantılı olsa bile aşırıdır.

Not: Çocuklar bu davranış ya da mental eylemleri neden yaptıklarını anlatmakta yetersizdirler.

  1. Obsesyon veya kompulsiyonlar zaman alır (örn; günde 1 saatten fazla zaman alır) veya sosyal, işle ilgili veya diğer önemli işlevsellik alanlarında klinik olarak anlamlı bozulmaya sebep olurlar.
  2. Obsesif kompulsif belirtiler bir maddenin (örn; madde ya da bir ilaç) ya da diğer bir tıbbi durumun fizyolojik etkilerine bağlı değildir.
  3. Bozukluk başka bir mental bozuklukla (örn; yaygın anksiyete bozukluğu, yeme bozuklukları, hastalık kaygısı bozukluğu, majör depresif bozukluk, otizm spektrum bozukluğu) daha iyi açıklanamaz.

Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk

Özellik Belirleyiciler:

İçgörüsü iyi olan; Kişi obsesyon ve kompulsiyonlarının yüksek ihtimalle doğru olmadığını veya doğru olmayabileceğini düşünür.

İçgörüsü zayıf olan; Obsesyon ve kompulsiyonlarını ortaya çıkaran inanışların doğru olduğunu düşünür.

İçgörüsü olmayan/Delüzyonel inanışları olan; Kişi obsesyon ve kompulsiyonlarının doğru olduğuna kesinlikle inanır.

Özellik Belirleyici:

Tikle ilişkili; kişi geçmişte ya da şu anda tik bozukluğuna sahiptir.

Klinik Belirtiler

Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk | En sık görülen obsesyonlar kirlenme, kendine ya da yakın bir kişiye zarar vereceği korkularıdır. En sık görülen kompulsiyonlar ise yıkama ve temizleme, kontrol etme, sayma, tekrarlama, dokunma ve düzeltme kompulsiyonlarıdır. Belirtiler zaman içerisinde değişkenlik gösterir. Obsesyonlara bağlı anksiyeteyi uyaran durum ya da aktivitelerden pasif kaçınmalar yaygındır (okul reddi, top oynamaktan kaçınma). Küçük çocuklarda büyüsel düşünceye ait belirtiler daha sık görülür ve batıl inançların hakim olduğu Obsesif Kompulsif Bozukluk sıkça görülür. Bazı çocuklar kompulsiyonları için açık obsesyonlar belirtemezler, sıkıntı ya da anksiyetenin geçmesi için kompulsiyonları yapmaları gerektiğini söylerler. Açıkça gözlemlenen ritüeller görülebileceği gibi bazen mental ya da örtülü ritüeller tabloya hakimdir. Güvence aramak amacıyla kompulsif araştırma ya da istekler görülebilir (örn; çok soru sorma). Obsesyonların verdiği sıkıntı nedeniyle güvence arama, dikkat dağıtma, düşünceyi bastırmaya çalışma, bir düşünceyi diğeriyle yer değiştirme gibi nötralize edici davranışlar görülür. Obsesyonlardan ve kompulsiyonlardan kaçınma davranışları veya onları gizlemeye çalışma sık görülür. Çocuk ve ergenlerde ritüellerin içerisine diğer aile bireylerinin de dahil edilmesi yaygındır.

İlişkili Özellikler

Obsesif kompulsif bozuklukta belirli semptom kümeleri vardır; Bunların başlıcaları;

  • Temizlenme (kirlenme obsesyonları ve temizlenme kompulsiyonları)
  • Simetri (simetri obsesyonları, tekrarlama, düzenleme, sayma kompulsiyonları)
  • Günah veya tabu düşünceleri (agresif, cinsel ve dini obsesyonlar ve ilişkili kompulsiyonlar)
  • Zarar verme (kendine veya diğerlerine zarar verme ve ilişkili kontrol etme kompulsiyonları)

Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk | Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler obsesyon ve kompulsiyonlarını tetikleyen durumlarla karşılaştıklarında çok çeşitli duygusal yanıtlar verebilirler (örn; şiddetli anksiyete ve panik ataklar).

Kompulsiyonları gerçekleştirirken, bazı kişiler tam olmamaya bağlı sıkıntı hissi veya tam doğru olduğunu hissetmemeye bağlı huzursuzluk bildirirler.

Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişilerin obsesyon ve kompulsiyonlarını tetikleyen insanlar, yerler ve nesnelerden kaçınmaları yaygındır (örn; kirlenmekten endişe duyanlar kalabalık yerlere girmekten kaçınabilir, zarar verme endişeleri olan kişiler sosyal etkileşimlere girmekten kaçınabilir). Obsesyon ve kompulsiyonlar çocuk ve ergenlerde normal gelişimsel ilerlemeyi, okul, arkadaş, aile ilişkilerini ve meslekle ilgili seçimleri bozabilir.

Epidemiyoloji

Prevalans

Çocuk ve ergenlerde görülme sıklığı %1,2 olarak bildirilmektedir. Ergenliğin son dönemlerinde sıklıkta artış olur. Erişkinlikte kadınlarda hafifçe daha sık görülür, çocuklarda erkek cinsiyette görülme sıklığı hafifçe yüksektir.

Gidişat

Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk | Olguların %25’i 14 yaşına doğru ortaya çıkar, çocuk ve ergenlerde ortalama başlama yaşı 10’dur. Erkeklerde başlama yaşı biraz daha erkendir. Erkeklerin %25’inde 10 yaş öncesi başlangıç olur. Belirtiler sıklıkla aşamalı ortaya çıkar, ancak bazen akut başlangıç da görülebilir. Genel gidişat kroniktir, ancak artış ve azalmalar sıktır. Genellikle psikososyal stresle belirtiler artış gösterir. Çocuk ve ergenlikte başlayan obsesif kompulsif bozukluk bazen yaşam boyu sürebilir. Özellikle eşlik eden başka psikiyatrik bozukluklar da varsa gidişat komplike olabilir.

Çocuk ve ergenler sıklıkla obsesyon ve kompulsiyonlarını saklarlar. Genellikle obsesyonlardan çok kompulsiyonları saptamak, çocuk ve ergenlerde daha kolaydır, çünkü kompulsiyonlar görünür. Sıklıkla çocuk ve ergenlerde obsesyon ve kompulsiyonlar birlikte görülür.

Obsesyon ve kompulsiyonların içeriğinde çocuk, ergen ve erişkinler arasında bazı farklılıklar görülür. Bu farklılıklar muhtemelen farklı gelişimsel aşamalarda farklı içerikler görülmesiyle ilişkilidir. Örn; çocuklara göre ergenlerde daha fazla cinsel ve dini obsesyonlar görülür, erişkinlerden daha fazla sıklıkta çocuk ve ergenlerde zarar görme ile ilişkili obsesyonlar görülür.

Risk Faktörleri ve Prognostik Faktörler

Obsesif kompulsif bozukluğun ortaya çıkmasında genetik, biyolojik ve çevresel etkenler birlikte rol oynarlar. Özellikle davranışsal inhibisyon gösteren ve olumsuz duygulanıma yatkın bireylerde görülme sıklığı daha yüksektir. Kişinin fiziksel ve cinsel istismara maruz kalması da ileride obsesif kompulsif bozukluk gelişimi için bir risk faktörüdür.

Genetik faktörler üzerine yapılan araştırmalarda birinci derecede akrabalarında obsesif kompulsif bozukluk olan kişilerin olmayanlara göre 2 kat fazla risk taşıdığı saptanmıştır. Ayrıca birinci derecede akrabalarında çocuk ve ergenlikte başlayan obsesif kompulsif bozukluk olduğunda risk 10 kat yükselmektedir.

Gelişimsel Faktörler

Çocukların bir kısmında küçük yaşlarda obsesif kompulsif davranışlar görülebilir, ancak bu davranışlar yaşla uyumlu ve normal kabul edilir. Normal kabul edilen obsesif kompulsif davranışlar çoğunlukla okul öncesi dönemde görülür, ergenlikte görülmesi nadirdir. Bu davranışlar obsesif kompulsif bozukluktan zamanlaması, içeriği, şiddeti ve neden olduğu işlevsellik bozulması açısından farklılık gösterir.

Ayırıcı Tanı & Komorbidite

Obsesif kompulsif bozukluk ayırıcı tanısında diğer anksiyete bozuklukları, majör depresif bozukluk, yeme bozuklukları, tikler ve tekrarlayıcı hareket bozuklukları ön planda düşünülmelidir. Ayrıca obsesif kompulsif bozukluğun diğer anksiyete bozuklukları, tik bozukluğu ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile bir arada bulunabileceğini de akıldan çıkarmamak gerekir.

Obsesif Kompulsif Bozuklukta Kavramsal Modeller: Kognitif Komponentler

Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk | Bu bozuklukta kişi relatif olarak güvenli sayılabilecek durumları tehlikeli algılar. Örn; halka açık bir tuvalete girdiğinde kapı koluna dokunmanın onu şiddetli bir biçimde hasta edebileceğini düşünür. Oluşabilecek negatif şeylerin şiddetini olduğundan çok daha fazla görmeye eğilimlidir. Örn; grip olursam sonucunda çok kötü şeyler yaşarım. Korku tepkisini hatalı bir takım anlamlarla ilişkilendirir. Onun için yeterince kanıt yoksa birçok yer ve durum güvenli değildir. Genellikle obsesif kompulsif belirtileri olan insanlar mükemmeliyetçidir. Belirsizliğe tahammülleri azdır.

Obsesif kompulsif bozuklukta obsesyonların içeriği kişinin inanç sistemine terstir, yani egodistoniktir. Bu girici obsesif düşüncelerin yorumlanması ile negatif otomatik düşünceler oluşur. Yani kişinin inanç sistemine aykırı girici, obsesif düşünce, dürtü ve imajlar negatif otomatik düşüncelerin tetiğini çeker. Negatif otomatik düşünceler egosintoniktir, yani kişinin inanç sistemine uygundur. Yüksek sorumluluk duygusu ve oluşan suçluluk duygularını azaltmak için davranışsal ya da mental kompulsiyonlar devreye girer. Örn; ergenlerde zarar görme ya da başkalarına zarar verme ile ilişkili obsesyonları kontrol etmeye çalışmak, kontrol edemezse bunun olmasını istediği anlamına gelebilir.

Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler sorumluluk duygusu yüksek ve suçluluk hissetme eğilimi olan kişilerdir. Düşüncelere aşırı önem verirler. Bir şey düşünmek onlar için yapmakla eş anlamlıdır (düşünce-davranış füzyonu). Kendisine veya diğerlerine zarar gelmesini engelleyememek zarara neden olmakla eş anlamlıdır. Düşüncelerini kontrol etmek için uğraşırlar. Çocuklarda düşünceleri kontrol etmeye çalışmak gibi meta-kognitif inanışlar yoktur, bunlar genellikle ergenlikte görülmeye başlanır.

Tedavi

Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk | Obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde SSRI grubu antidepresanlar ve bilişsel davranışçı terapi önde gelen etkili tedavi yaklaşımları arasındadır.

Obsesif kompulsif bozuklukta obsesyonel düşünce, dürtü ve imajların kendisi değil, onlara verilen anlamlar ve nötralize etmek için yapılanlar problemin oluşması ve sürmesinde etkilidir.

Obsesyon ve kompulsiyonlar çocuğun kimliğinin bir parçası gibi düşünülmemeli, ona bir isim verilerek çocuğun problemi dışsallaştırması sağlanmalıdır. Çocuk ve aile ile işbirliği yapılarak bozuklukla savaşmaları sağlanmalıdır. Psikoterapideki temel ilkeler işlevselliği bozan düşünceleri modifiye etmek, obsesyonları azaltmak, nötralize etmek için yapılan kompulsiyon, güvence arayışı davranış, kaçınma gibi sürdürücü etmenleri aşamalı olarak ortadan kaldırmaktır.

Psikoterapinin ilerleyen aşamalarında exposure ve tepki önleme teknikleri ile, sıkıntı oluşturan düşünce, obje, dürtü ve imajlara maruz bırakma ve ardından oluşan kompulsiyon, ritüeller ve güvence arayıcı davranışları ortadan kaldırmak hedeflenir. Böylece kişi obsesyonun oluşturduğu sıkıntı hissinin kompulsiyonlar ya da diğer güvence arayıcı davranışları yapmasa da azaldığını öğrenmiş olur. Exposure ve tepki önleme çalışmaları seanslarda ve seans aralarında tekrarlanır, böylece yeni bilgi kişinin zihninde yerine oturmuş olur.

Çocuk ve ergenle yeterli terapötik işbirliği kurulması ve obsesif kompulsif bozuklukla ilgili psikoeğitimin sağlanması sonucunda ailenin de tedavi sürecine katılması hedeflenir. Kompulsiyon, güvence arayıcı davranış ve ritüeller için kullanılan exposure ve tepki önleme tekniklerinde ailenin de sürece katılması tedavinin başarısı açısından oldukça önemlidir.